Bilim, yazının icâdını Sümerler devrine (İ.Ö. 3500) tarihlendirse de, bizce bu süreç insanlığın başlangıcından itibaren var olan ve sürekli gelişim gösteren bir dönemi ihtivâ etmektedir. Bu nedenle yazının önemi, bugüne kadar var olmuş herhangi bir şeyden daha çok ön plana çıkmakta ve bu minvâlde de değerini korumaktadır. Gerçek o ki, eski Asur İmparatorluğu’ndan kalan mahkeme zabıtlarını okumak, aradan geçen üç bin yıla rağmen büyüleyici bir anlam ifâde etmektedir. İşte bu nedenle söz uçar, yazı ise bâki kalır deyimi insanda heyecan uyandırmaktadır. Bununla birlikte kalemin, kılıçtan çok daha önemli bir silâh olduğu gerçeği de yüzyıllar boyunca önemini korumuştur. Dolayısıyla yazının, yani yazılı bir bilginin sözlü ifâdelerden çok daha önemli olduğu gerçeği sabittir. Yazının devamını okumak için tıklayınız »