Güzel filmler vardır, izlenilir ve herkese tavsiye edilir… Ağlatır insanı, boğazını düğümler… Gece yatırmaz, sabah yataktan kaldırmaz… Düşünürsün günlerce, düşünürsün… Sadece görüntüler değil, konuşmalar da aklında kalır, kulaklarında çınlar… İşte, böyle bir film: Artık Beni Sevme
Filmde yer alan o muhteşem öğüt, ağıt, sitem ve konuşmaları aşağıya ekliyorum. Okuyun…
—
Ne sanıyorsun ki? Güzelsin diye her şeyi yapabileceğini mi? Ama şans eseri güzelsin, bilerek olmadı ki bu! Her gün kalktığında bunu düşünmelisin. Oysa sen, güzelliğini kibre dönüştürüyorsun. Bu hiç hoş değil ama! İhtiyarlayıp gittin mi kimse sana bakmayacak.
***
Delirmiştim. Ona deli gibi âşıktım.
***
Ne kadar zaman? Ne kadar zamanım var benim? Yıllarım mı, günlerim mi, saatlerim mi? Ne kadar? Bunu düşündükçe kalbim öyle hızlı çarpıyor ki… Yaşamak… Benim ülkem…
Kalan zamanlarımı seviyorum. Gülmek istiyorum, koşmak, ağlamak, konuşmak, ve görmek, inanmak, içmek, dans etmek, bağırmak, yemek yemek, yüzmek, hoplayıp zıplamak, isyan etmek; bitirmedim, bitirmedim, bitirmedim… Uçmak, şarkı söylemek, gitmek; yeniden gitmek… Kalan zamanı seviyorum.
Nerde doğduğumu bilmiyorum artık ya da ne zaman. Uzun zaman önce değildi, biliyorum. Benim ülkem yaşamaktı. Babamın şöyle dediğini de hatırlıyorum: “Zaman ekmeğin gibidir senin. Yarına da biraz sakla.” Hala ekmeğim var benim. Hala zamanım var ama ne kadar? Oynamak istiyorum, gülmek istiyorum anlasanıza gülmek… Ağlayıp, gözyaşlarına boğulmak… Gemiler dolusu bordo şarabı içmek istiyorum hala ve dans etmek… Bağırmak, uçmak, yüzmek; bütün okyanuslarda… Bitirmedim, bitirmedim: şarkı söylemek istiyorum, sesim kısılıncaya kadar konuşmak… Seviyorum zamanı; kalan zamanı. Ne kadar zaman, ne kadar zamanım var benim? Yıllarım mı, günlerim mi, saatlerim mi? Ne kadar? Seyahat hikâyeleri istiyorum ben. Görecek çok insan var daha, çok manzara: çocuklar, kadınlar, koca koca adamlar, minyon olanlar, eğlenceliler, hüzünlüler, çok akıllılar ve bir de aptallar. Komiktir aptal ihtiyarlar, dinlendirir insanı. Güllerin arasındaki yabani otlar gibi.
Ne kadar zaman, ne kadar zamanım var benim? Yıllarım mı, günlerim mi, saatlerim mi? Ne kadar? Umurumda değil aşkım, çünkü orkestra sussa da dans edeceğim ben hala… Uçaklar uçmayı bıraksa bile tek başıma uçacağım. Zaman durduğu zaman da, Seni hala Seveceğim…
Bilmiyorum nerde, bilmiyorum nasıl ama seni hala seveceğim, hala seveceğim; tamam mı?
2010 senesinden bu yana bu sitede bir şeyler yazıyorum. Dar Kapı Dergisi‘ni ve Alternatif Tarih kitabını yayınladım. Site tasarladım, program yazdım. Hülâsası biraz bilgisayar bilimleri, biraz târih ve çokça da edebiyat.